VEDA 1

Blog image

Eğitim-Bir-Sen sendikamızla tanışmam ve sendikaya dâhil olmam 1994 yılında Van'da gerçekleşti. 2000'li yıllara geldiğimizde ise bizzat sendikada görev alarak Karaisalı ilçe yönetiminin kuruluşunu birlikte gerçekleştirmiştik. 2004 yılında Adana merkezde göreve başlamam münâsebetiyle şubede yedek yönetimde görev almamla birlikte sendikamızda üstlendiğim sorumluluk da giderek artmaktaydı. Ardından da şubemizin hukuk komisyonunun kuruluşunu gerçekleştirdim. Bu komisyonda aktif olarak 3 yıl çalıştıktan sonra 2007 yılına geldiğimizde Ali Uslu başkanımızla birlikte şube seçimlerine girdik ve seçim sonucunda 2 nolu şubede sekreterlik görevini yürütmeye başladım. 2009 yılında bu görevimden istifa ettim. 2010 yılına geldiğimizde ise Eğitim-Bir-Sen Adana şubesi 1 ve 2 nolu şubeler birleştirilerek Adana şubesi adını almıştı. Bunun üzerine çeşitli istişâreler neticesinde seçime girme kararı aldık ve seçimler sonucunda Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanlığı görevine üyelerimizin teveccühü ile seçildim. 2014 yılında seçimlere yeniden katıldık. Bu kez de seçilerek ikinci kez şube başkanı oldum. 2015 yılına geldiğimizde artık Adana’da yetkili sendika olmuştuk. Böylelikle dâvâmızın bayrağını havaya, denize, kaleye ve Rüzgârlı Tepe’ye dikmiş olduk. 2018 yılında ise yine seçimi ekibimiz ile kazandık ve şube başkanı olarak 3. defa seçildik. Bunu hiçbir zaman salt kişisel başarımız olarak görmedik. Bu başarı yönetim kadrosuyla birlikte tüm üyelerimizin başarısıydı. Sendikamızda faydalı faaliyetlerimizi daha yoğun ve rahat uygulayabilmek için mülkiyeti sendikamıza ait olan yeni binamıza taşındık. Bununla birlikte artık Profesyonel Sendikacılığa geçiş yapmış olduk. Çeşitli faaliyetlerde kullanılmak üzere sendikamıza ait olmak üzere bir araç kazandırdık. Burada saymaya kalksak, ilgili bu yazımızın maksadını aşacak olduğumuzdan, hepsini sayamayacağımız ve saymakla bitiremeyeceğimiz başarılara imza attık. Bunların hepsini dâvâ ve yol arkadaşlarımızla birlikte gerçekleştirdik.

2022 yılına geldiğimizde aslında benim için “3 dönem kuralı” sebebiyle başkanlık süreci tamamlanmış ve ben tüzük gereği görevimi bitirmiştim. Ancak o günlerde sendikamızın genel merkezinde ilgili tüzük maddesi tekrar görüşülmüş ve oy çoğunluğuyla alınan karar neticesinde 3 dönem kuralı kaldırıldı. Tarihe not düşmek adına, söylememizde yarar vardır ki, ilgili oylamada 3 dönem kuralının devamı yönünde oy kullanmıştım. Bu kararla birlikte -eğer istersem- dördüncü kez aday olmamın önündeki engel kalkmıştı. O günün şartlarında hem şube seçimimizin bulunması hem de 2023 genel seçimlerinin yapılacak olması nedeniyle istişâreler sonucunda sendikamızın başında bulunmam gerektiği kanâati oluştu. Sonrasında o dönemde dördüncü kez tekrar başkanlık seçimini kazandık ve elhamdülillah alnımızın akıyla bunun da üstesinden gelerek göreve kaldığımız yerden devam ettik. 2023 yılının haziran ayında, 17 yıldır birlikte mücadele ettiğim arkadaşlarım olan Şube Sekreteri Mustafa Sarıgeçili ve Başkan Yardımcısı Süleyman Samsa kardeşlerimle görüşüp: “Bu kadar yıl hizmetten sonra bana müsâade, ben görevimi tamamladım” dedim. Lâkin bana müsâade etme hususunda hiç de gönüllü olmadılar. Ben de bunun üzerine bundan sonraki süreçte alacağım kararda kimseyle istişâre etmeme kararı aldım ve bunu da arkadaşlarıma beyan ettim. Kararımı verdikten sonra herkesin duymasını daha doğru buldum. 2024 yılının mayıs ayında imzalanan mutabakattan sonra da daha önce aldığım karar neticesinde Eğitim-Bir-Sen Adana şube başkanlığından istifa ettim. Şayet makam ve mevkî sahibi olmayı faydalı olmanın önünde tutmuş olsaydım 2030 yılı sonuna kadar sendikada başkan sıfatıyla devam etme imkânım vardı. Fakat başkanlığımın, benden/bizden sonra gelecek arkadaşlarımızın önünü açmak için câmiâmızda bu minvalde olumsuzluk olarak gördüğümüz uygulamalara benzer bir sürece dönüşmesini istemedim. Örneğin, âhir ömrümüzde, başkanlığı döneminde işi yürütememesine rağmen sorumluluğunu yerine getiremediği koltukta kalabilmek için her türlü yola baş vuran kimselerin varlığına çok kez şâhit olduk . Siyâsî alanda yetişmemizde emeği olan Erbakan hocam da yürüyemeyecek hâle gelmesine rağmen son âna kadar partinin başında kalmıştı. O günlerde bu ve benzeri durum ve hâlleri eleştiren ben, benzer hal içine düşmemek, tutarlı olmak ve kendime olan saygımı korumak adına görevi bırakma kararı almış bulunuyorum. Böyle bir karar vererek câmiâmızda kendiliğinden koltuğu-makâmı bırakma hususunda örnek olmak istedim.

Bu kadar yıldır sendikamızın içinde bulundum ve bunca yıldır da başkanlık görevini yürüttüm. Zira, başta 28 Şubat sürecinde deyim yerindeyse tanklar üzerimizden silindir gibi geçerek bizi ezmeye çalışmıştı ama biz her seferinde yeniden ayağa kalkmıştık. Kimsesizlerin kimsesi olmak, haklı olan her kimse onun yanında olup zâlime karşı mazlumun yanında olabilmek adına Eğitim-Bir-Sen Adana şube başkanlığı görevini üslenmiştim ve bugüne kadar da hakkını vermeye çalışarak yürüttüğüme inanıyorum.

Görevi bırakmamın ardında başka görevlere tâlip olmam veya başka görev ve işlere atılma kararı almış olmam gibi nedenler bulunmamaktadır. Bu dünya hayatımın bundan sonraki kısmında ne yapacağıma henüz karar vermiş de değilim. Müslümana yakışan bir tavır olarak her ne işle uğraşırsak uğraşalım hakkını verme gâyesinde olmaktan başka bir yolumuz olmadığı inancındayım. Bu doğrultuda istifâ kararımın ardında zikrettiğim sebepler dışında bir başka sebep aranmamasını, muhtelif menfî düşüncelere mahal verilmemesini tüm dostlarımdan ve yol arkadaşlarımdan istirham ediyorum.

Sözün özü, tenimizde taşıdığımız can gibi kendisine tâlip olduğumuz veya bize tevdî edilen görev ve makamlar da birer emanettir. Esas olan ve sorumluluk sahibi her insana yakışan, emanete ehil olmaya çalışıp ona sâdık kalmak ve emanete hıyânet etmemektir. Emanete getirilecek en büyük hâlellerin başında onun sahibi olduğumuzu zannetmek olacaktır. İlgili istifâ kararım aynı zamanda böyle bir zannı taşımadığımın göstergesidir. Bugüne kadar tüm amellerimizi “kulluk dairesi” içinde gördük ve görmeye de devam edeceğiz. Zira, O’nun gözetimi dışında bir mekân, zaman ve iş yoktur. Rabbimden, bu uğurda serdetmiş olduğumuz işleri hayırlı ve bereketli kılmasını, eksik ve hatâlarımızı gidermemiz için de bizlere ihsanda bulunmasını niyaz ederim.

Üzerinde emeğim ve hakkım olan tüm yol arkadaşlarıma haklarımı helâl eder, üzerimde hakları olanların da haklarını helâl etmesini dilerim. Allah, bizleri son nefesine kadar hayırda yarışan zümrelerden eylesin. Âmin.

22 yıldır ferdi olduğum sevgili Eğitim-Bir-Sen aileme vedâ ederken, kalın sağlıcakla diyorum.

30.08.2024